Damat KİM!!!

31 Aralık '13  /22:00

Kim bu damat yahu delirttiler beni :D Tabii ki Reply 1994 den bahsediyorum :D Ayy aynı beyin fırtınasını Reply 97 de yaptırmışlardı :D

Çoğu kişi izledi final bölümünü ve öğrendi damadın kim olduğunu ama ben inatla spoiler yememek için elimden geleni yapıyorum. 18. bölümdeyiz. Bakalım kim olacak bugün biter inşallah :D

Şöyle ki; kız kocasına cüzdanını uzatıyo ordan sadece bir el gözüküyor. Biz bütün bölüm boyunca dizideki erkeklerin ellerine bakıyoruz acaba bu muydu diye :D Artık adamları ölçüp biçmekten sapıttık :D Bu kadar da insanların algısıylan oynamayın yaahhuuu :D:D

Ooooff oof Chil Bong olmasın yaaaa :(( Çöp oppa daha iyi :(( Hele ki Na Jung ile Çöp Oppa nın kavgaları... :D Bu ikisi olsun yaa :D

reply 1994, answer me 1994, eskaymak




 Söylemeden edemeyeceğim Na Junnnggg seni çok iyi anlıyorum :(( Şu hareketi yapmak gerçekten zor :((
reply 1994, answer me 1994, eskaymak
Yani benim için zor :P Diziyi izlemeye ilk başladım ahan da dedim Na Jung = ben :D Şu evreleri ben de geçirdim. Allah kimseye yaşatmasın :((
reply 1994, answer me 1994, eskaymak


reply 1994, answer me 1994, eskaymak


Belim de düzleşme olduğu için feci ağrılar çekmiştim. Ayyy son bi kaç gündür yine başladı ağrılarım :( Neyse işte bu post damat kim postu :D hihihi

NOT: SÖYLEMEYİN SAKIN DAMADI! BEN 2 GÜNE ÖĞRENCEM ZATEN :D:D:D

Hadi gidip izliyim

31 Aralık '13 / 23:50

 Huufff 18. bölümü bitirdim :( Bı ne yaaa :( Chil bong mu olacak yani damat :((
Düğün fotoğrafı çekilen sahnede damadın kulaklarını baz alaraktaaaann Chil bong olabilir gibimize geldi sanki :D Bi de boyu biraz daha uzun. Ama uzaktan Çöp oppaya benziyo ama kulakları benzemiyo o.O Mervenin dediğine göre Çöp oppa kulaklarından estetik olmuş olabilir miymiş kii hahaha

Du bi dk...
Çöp oppa...

Neyse en iyi 19. bölüme geçmek. 

1 Ocak '14 / 03:20

 19. Bölüm
Eeeveeettt genşler Çöp oppayı kınıyorum. Kadere bok gibi denir mi hiç? Çarpılırsın yavrıcağız. cıkcık
Bu kız böyle uzuuun uzuuunn eğer Chil bong u süzdüyse kesin Chilbong damattır derkeeeenn.. ta daa asansörden çıkan Çöp oppayı gören Na Jung çarpılmışa döndü. Vala bilemicem. 
Saat olmuş 3 buçuk. Bussahatten sonra 20. bölüme başlayamayacağımıza göre. Neyse işti (ben henüz uyumadığıma göre) yarın izleriz.

Ha bu arada şu milenyum 2000 yılı efenime söyliyim 2000 de kıyamet kopacakmış muhabbetleri korede de varmış ne güldüm hihihihi. Çocukluğumun kabusuydu. 1999 depreminden sonra depresyona girmiştim. Ne gerek var şunu almaya nasılsa kıyamet kopacak ölcez diye. 2000 yılbaşısında büyük bir rahatlama yaşamıştım kıyamet kopmadı diye hahaha :D Çocukluk işte :D

Neyse şimdilik kanda..



İğne Oyası Videolu Anlatım #2

Üüüff bu oyaların da hepsinin ismi yok ya başlığa ne yazacağımı bilemiyorum :P
Bu sefer anlatımlı yaptım. :D Burun çekmelerimi duymazdan gelirseniz sevinirim. Zira hâlâ iyileşemedim :P
Şimdiki oyamız da şudur efendim

iğne oyası, eskaymak


Bu sefer ki youtube a yüklenmedi. 1 saat bekledim fakat tık yok. Ben de Dailymotion a yükledim.

Video açılmıyorsa buradan da deneyebilirsiniz :)
Hadi kolay gelsin. Umarım beğenirsiniz :)

Sır Küpü / Turgay Güler

sır küpü, turgay güler, kitap, eskaymak



Sıradışı üçlemenin 2. kitabı.  Bayağı oldu okuyalı ama yazamadım bir türlü. Kitap yine siyasi içerikli. Son günlerde olan olayları gördükçe Turgay abi herşeyi önceden mi görmüş acaba demekten alamadım kendimi.
Memleket meseleleriyle, gündemle alakadar olanların sevebileceği bir kitap. Kitapta bazı konuların ayetlerle sabitlenmesi çok hoşuma gitti. Çok fazla şey yazıp uzatmak istemiyorum. Sadece en kısa zamanda son kitabını alıp okumayı istiyorum :)




Arka kapak yazısı;

Dünya her yüz yılda bir yeniden şekilleniyor.
Öyle ki, yükselen dünya ve yeni düzende söz sahibi olamayan ülkelerin tasfiye olacağı, dahası, olmaya başladığı biliniyor.

Geride kalan yüz yıl içerisinde “hasta adam” olarak ölüme terk edilen Türkiye, yoğun bakımdan çıkıp ayağa kalkmayı ve dünyayı şaşırtmayı başardı.

Kartlar yeniden karılıp dağıtılırken, Türkiye bu kez oyunu dışarıdan seyretmiyor. Çünkü elindeki kartları cesaretle açmayı, oyuna dahil olup, “ben de varım” demeyi başardı..

Küresel ekonomide dengeler değişiyor, tefecilerin kiliseleri bile haczettiği Avrupa’da tehlike çanları çalmaya başladı. Nüfusu giderek yaşlanan Avrupa, artık Türkiye için cazibesini kaybetti. Dahası, güçlenen Türkiye artık geleceğini Avrupa’da görmüyor.

Turgay Güler, yeniden inşa edilen dünyayı ve bu dünyadaki Türkiye’nin rolünü, bu romanda çok iyi analiz ediyor.

Neler oluyor ve neler olacak sorusuna, çarpıcı analizlerle cevap veriyor.

Muarızlarının “komplo teorisi” diyerek eleştirecekleri bu kurgu, yazarın isabetli öngörüleri hesaba katılarak değerlendirilmelidir. Bu çerçevede Turgay Güler’in ilk romanı Mehdix iyi bir örnektir. 
Sır Küpü'nden bir kaç sayfa için buraya...
Sıradışı üçlemenin ilk kitabı Mehdix için buraya...
Okuduğum diğer kitaplar için buraya...

İğne Oyası Videolu Anlatım #1

iğne oyası, eskaymak

Bu sefer video çektim. Bundan sonra böyle yapmayı düşünüyorum :) İlk olduğu için bayağı acemiliğim oldu. 3-4 gündür parça parça çektiğim videoları monte etmeye çalışıyorum. Kaydedilmiyo üzerine müzik eklemeye çalışıyorum olmuyor falan işte bunlar hep movie maker yüzünden. Gıcık program yüzünden sistem geri yükle bile yaptım :D Neyse işte gelelim oyaya.

Videoda göreceğiniz üzere pembe ve maviden kiprikler yaptım tepelerin arasına. Normalde iğne oyası yapılırken tek ip atılır ama böyle desteksiz, kayar gibi olursa kiprikler başlangıç ve bitiş yerlerini çift iplik atarak yaparsanız daha iyi olur. Videoda öyle göreceksiniz. Gerçi bazı yerlerde unuttum ama anlarsınız işte :D

Deneyin iğne oyası çok zevklidir ayrca insanı da rahatlatır :)

Ben yenisine başladım bile. Hadi kolay gelsin :)


Sokak Kedisi Bob


James Bowen, kedi, Kitap OkuYorum, Sokak Kedisi Bob,
Aylar önce kitapçıda gördüğümde almak istediğim fakat bir türlü alamadığım bir kitaptı. Geçenlerde yaptığım şu alışverişte almış bulundum. İyi ki de almışım. Benim yine kedi aşkım depreşti :((( Aklıma benim rahmetli kedilerim geldi :( Dikkatsiz sürücüler yüzünden 3 kedim öldü. En sevdiğim duychanamdı :((( Hiç evde kedi beslemedim. Geçenlerde bi tanıdık kedisini bırakacaktı ama kabul edemedik. Sebebi de kedicikler çişini kuma yaptıktan sonra çişli patileriyle halı üstünde dolaşıyorlar maalesef :( E evde namaz kılındığı için de kabul edilebilir bir durum olmuyor haliyle :(

Kitaba gelirsek çabuk bitirdim. Gerçek bir hikaye olması zaman zaman "vay bee şimdi bu adamla bu kedi ne güzel musmutlu yaşıyorlar :)))" dedirtiyor insana. Uyuşturucu bağımlısı bi insanın nasıl bir aile babası (kedi babası :D) kıvamına geldiğine şahit oluyorsunuz.

Bob ile James in fotoğrafları;

James Bowen, kedi, Kitap OkuYorum, Sokak Kedisi Bob, James Bowen, kedi, Kitap OkuYorum, Sokak Kedisi Bob,

James Bowen, kedi, Kitap OkuYorum, Sokak Kedisi Bob,

Kitapta Bob meşhur olmadan yani kitap çıkmadan önce youtube a yüklenen bir videodan bahsediliyordu. Onu bulmaya çalıştım. Bu mudur bilemiyorum;


Arka Kapak Yazısı;

Sokaklarda yaşayan James Bowen yaralı bir sarman bulduğunda hayatının ne denli değişeceğini bilmiyordu.
Kıt kanaat geçiniyordu ve son ihtiyacı olan şey bir kediydi.

Oysa tanıştıktan sonra ayrılmaz bir ikili oldular ve birbirlerinin yaralarını sardılar.

Sokak Kedisi Bob herkesin yüreğine işleyecek, umut dolu ve sıcacık, gerçek bir hikâye...


"Yaralı bir sarmanın sokaklarda yaşayan bir adamın hayatını nasıl değiştirdiğine dair sıcak ve etkileyici bir hikâye...

Yayımlandığı andan itibaren çok satanlar listesine giren bu kitap, hayat dolu bir dostluk hikâyesi olmasının yanı sıra sokaklardaki hayatın ne denli adaletsiz olduğunu da gözler önüne seriyor."
The Guardian

"Yürekleri ısıtan bir umut mesajı..."
Daily Mail

"James ve Bobun ilk imza gününde hayranları metrelerce kuyruk oluşturdu. Uslu kedi Bob, sadece iki saatte tam 180 kitap imzaladı."
Bookseller

ULTIMATE K-POP SONG DJ Masa

DJ masanın yaptığı mixleri hep sevmişimdir. Nasıl olduysa gözümden kaçmış bu :D
Çok hoş olmuş ama bu. Kpop da genelde tüm şarkılarda tekrar eden sözcükleri bi araya getirmiş :D
Buyrun efenim.


Daha önceki Kpop Mix Dj Masa yazısı için buraya

Hobbit: Smaug'un Çorak Toprakları


Film dizi anime, hobbit, Kili, sinema, the hobbit the desolation of smaug, Thorin,

Vee...
Veee...
Veeee...
Sonunda Hobbit 2 vizyonda ve biz bugün 3 kardeş izlemeye gittik.
Tek kelime ile... Müthiş!
İlk filmi de sevmiştim ama sağda solda "oofff o ne efektlerdi öyle 3D si bi harikaydı" falan filan diye bir sürü yazı okuyup öyle izlemiştik filmi. Ama filme gittiğimizde o çok övdükleri efektleri -3D anlamında- hiç bir şey görememiştik. İlk kez de 3D film izlemiştik. Neyse işte. Bu ikinci film akıcılık açısından da 3D açısından da 10 numaraydı. Hayran kaldım filme. Sadece sonu çok tuhaf bitti. Yani yarıda kaldı sanki.

Bugün yaşadıklarımıza gelince; AVM ye gittiğimizde bilet satış noktasında uzuun bir kuyruk vardı. Arkadaştan Turkcell sarı kutu puanı ile beleşe film izleyebileceğimizi duymuştuk. Ama öncesinde netten kayıt olmak gerekiyormuş :P Neyse hem kuyruk uzun hem filme kalmış 5 dk bi de bu sarı kutu zımbırtısının kafa karışıklığı ile kız bize 3 öğrenci bileti kesti. Ne olduysa bi anda tutuldum mu neyse bişe diyemedim. Sonra kafaya dank etti ki bizde tek öğrenci var.  Normalde kesinlikle böyle şeyler yapmam. Otobüs olsun, sinema olsun öğrenciysem öğrenci yoksa  tam para veririm. Hakka girmemek için ama bu sefer gümbürtüye gitti.

Neyse efendim girdik filme, film başladı ve film orjinal dilde Türkçe altyazılı. Salondaki herkes şok oldu. Çünkü orj. dilde olan seans saat 21:00 de. 35 dk boyunca devam etti sonra salonun ışıkları yandı. Bi 10 dk da ışıklar açık izledik filmi. Sonra bi anda ekran karardı.5 dk kadar. Sonra film tekrar baştan dublajlı olarak başladı. Dolayısıyla seans çok uzamış oldu. Bizinm öğle namazlarını da yemiş oldular.

Filme gelecek olursak eğer;

Yine Kili hep Kili daima Kili diyorum :D Şu araya bir de Thorin ekliyim de birileri cıngal koparmasın :D :D
Efektler süperdi. Bi ara üstüme doğru bi Ork kafası koptu yuvarlandı.
Ah  Legolas ah.. O yeşil lensleri ucuzluktan mı aldın acaba. Nerde o eski Legolas.. Yaşlanmışın  arkadaş :D

Bir sahnede dev örümcekler vardı. O saheyi nasıl izledim bir de bana sorun :D Ben ince tel bacak örümcekten bile tırsarım sinemada dev ekran örümcekler ıyyhhhhh...

Aslında filmle ilgili söyleyecek çok şey var. Çok güzeldi ama hepsini yazamam buraya :D Oooff tekrar izleyesim var :D



 2012 de izlediğimiz Hobbit in ilk filminin yazısı için buraya buyurun. Geçen yıl gözlük kullanmıyordum dolayısıyla gözlerim helak olmuştu. Bu yıl önce sadece 3D gözlükle izlemeye başladım baktım gözlerim yine fenalaşıyor bu sefer kendi gözlüğümün üstüne taktım 3D gözlükleri. Daha bir net oldu herşey :D

Mide Bulandıran Reklamlar... Biraz Da Sevdim, Sevmedim Reklam Mim'i

Sizlerin de var mı bilmiyorum ama benim izlerken midemi bulandıran bir dünya reklam var. Hem de öyle böyle değil izlerken midem ağzıma geliyor resmen >.<
Buyrun onlardan bir kaç tanesini şuraya dökeyim.

1) Eti Browni reklamı: Çöplük sıfatlı, cinayet mahali suratlı kadın! Öyle kek yendiği nerede görülmüş? Sanki keki ağzına götürürken tekme atmışlar hatuna.


2) Biscolata Stix Reklamı: Yani... ne desem bu biscolata reklamlarının hiç birisini sevmiyorum da en en sevmediğim de bu reklam. Iııyyşşşş.... O çikolata vıcık vıcık dökülüyo ya hani. Çikolatadan tiksindim. Buralara yakın bir avm nin girişinde bi çikolata şelalesi var bi onu gördüğümde bi de bu reklamı gördüğümde çok sevdiğim çikolatadan tiksinirim.


3) Eti Crax Peynirli Reklamı: Bu reklamda sinir olduğum şey o hııart hııartt sesleri yok mu.. Uufff işte tamam daha fazla aklıma getirmek istemiyorum  benim seslere karşı aşırı bi duyarlılığım var. Tiksindiriyor.


4) Ülker Çikolatalı Gofret: Aynı şekilde bu reklamı da o garip çııoorrrtttt sesi yüzünden izleyemiyorum.


5) Magnum Reklamı: Yine o pis çıtırtı burda kütürtü olmuş. O ses yüzünden magnum reklamlarını da sevmiyorum.


6) Dr Ouetker Reklamı: Bıbım biyli pıstı yıpmıyı nirdin iğrindi.... Zıkkımın kökünden öğrendi. Aç aç ağzına hatta kus rahatla. Bu reklamı ilk görüdüğümden beri her seferinde midem bulanıyor, kusasım geliyor. Ağzını açıp gösteriyo bi de teerrbiyesiz kız.


7) Zizigo Reklamı: Bu tamamen benim takıntılarımdan ötürü bir şey. Yoksa aslında reklam güzel düşünülmüş ama işte dediğim gibi benim takıntılarım söz konusu olunca mide bulandırıcı reklamlar kategorisine giriyor. Ben ayak görmeye dayanamam. Hatta yerde bir eşyam olsun, birisi ona ayağıyla dokununca ortalığı ayağa kaldırırım.


8) Parodontax Diş Macunu Reklamı: Diş macunu reklamlarını da sevmiyorum özellikle bu reklamı. Dişini fırçaladıktan sonra lavaboya tükürüyor ya hani... Gerisini söylememe gerek yok sanırım.


9) Kamu Spotu Reklamları: Bir de bunlar var işte. Tamam belki faydalı olabilir. Hani belki izleyip de sigarayı bırakanlar olabilir. Yani şu iğrenç görüntüyü gördükten sonra...


Aslında daha da çıkar böyle reklamlar ama aklıma gelenler bunlardı. Bir de şurada bir uyarı yapayım.

YASAL OLMAYAN UYARI!!!
Hani olur da bir şirket sahibi gelir de benim bloguma bakar. Sonra hakaret ettin sen bana der. Sonra bana dava açar. Valla bu soğuklarda mahkeme koridorlarında dolaştırmayın beni. Yani ürünlerin kalitesi veya içeriği ile ilgili bir sıkıntım yok benim. Ben sadece görsel açıdan (ürünün değil) reklamları beğenmedim. Şimdi şirket sahibi büyüklerim aramıza soğukluk girmesin :D


Aklıma gelmişken ben bunu bir mim e dönüştüreyim. Ama sadece mide bulandırıcı reklamlar olmasın.

Şöyle olsun.

*** Herkes 3 tane sevdiği, 3 tane de sevmediği reklamı paylaşsın.
*** En az hiç kimseye en fazla da 3 kişiye paslasın.
*** Bir de mümkünse 3 gün içinde mimi yazsın.

Niye 3 ledim bilmiyorum ama :D böyle olsun işte.

Madem öyle adet gereği ben de sevdiğim 3 reklamı paylaşayım. Sevmediklerimi yeterice paylaşmışım zaten :D

1) "Açken sen, sen değilsin" Snickers reklamları. Bayılıyorum bunlara :D


2) Bien Kruvasan Reklamı :D Kuru Hasan.. ::D :D :D


3) Cem Yılmaz'ın Telsim Reklamı: Bu reklamın her bir cümlesini ezberlemiştim çocukken. Kardeşimle sürekli bunun taklidini yapardık :D Bir başkadır bu reklamın yeri.



Hadi şimdi mimi paslıyorum. Cimbilik, Supercel ve Esma... Hadi kolay gelsin size de.
Kuralları unutmayıııınnnn!!!

Mehdix - Turgay Güler

kitap, Kitap OkuYorum, Mexdix, Sıradışı Üçleme, Turgay Güler,

Çok zamandır almayı düşündüğüm bir kitaptı. Bu üçlemenin ilk kitabı, ikinci kitabı "Sır Küpü" nü de aldım fakat 3. kitabın çıktığını ben kitapları sipariş ettikten sonra gördüm :( Artık nasip onu da ilerleyen zamanlarda alırız.

Kitaba gelecek olursak, ben çok beğendim. Kitap Ayasofya'nın ibadete açılmasıyla başlıyor. Eğer 2020 yılında Mehdi gelirse dünya nasıl olur onu anlatıyor.
Ben okurken kafamın bir köşesinde sürekli Mehter Marşları çaldı :D. Bir solukta bitecek kitap derler ya işte aynen öyle bir solukta bitti.
İkincisini okumaya başlamadım araya farklı kitap soktum. En kısa zamanda ikincisini de okuyacağım. Güzel kitap okuyun derim :)

Arka Kapak Yazısı;
 
Olmayanı hayal etmek,imkansızdır. Hayal edilebilen bir şeyin gerçekleşmeyeceğini kim söyleyebilir? Bu kitapta, hayal edilen MEHDİX, onların korktuğu bu yüzden inkar ettiği bir gerçek. Beklenen meçhul... İnsanlığın son umudu. Bir sembol. İnsanlık, O’ nu bekliyor....
Tarih 2020.
Dünya için sonun başlangıcı.
Amerika ve İsrail “Kıyamet”i erkene alma planları için düğmeye bastı. Artık geri dönüş yok. Dünya, korkunç bir savaşın eşiğinde ve böyle bir savaş, belki bundan sonra hiç yaşanmayacak. Sözde son kehanet de hayata geçirilmek üzere. Ama Asa MEHDİX’in elinde. Tabii güçte.
İşte bu hiç hesapta yoktu….

Kitapta geçen Deccal yazısı için buraya...

Mısır'a Ağıt...

Fatih Budak Mısır'a Ağıt

Söyleyecek söz bulamıyorum. Klibi izlerken boğazım düğümlendi. 2. kez izleyemem sanırım :( O kadar dokundu ki... Dikkatinizi çekti mi sizin de bilmiyorum ama şehit olan kardeşlerimizin yüzleri hep gülümsüyor.

Allah kardeşlerimizin yardımcısı olsun.

Söyleyen abimizin de yüreğine sağlık.

Hastayım Hastaa

Hastayım hastaa 
Canım ister pastaa
Gel gidelim parkaa
Orda yersin pastaaa

~~~~~~

Diyen şahıs yalan söylemiş hasta insan pastayı nasıl yesin midesi bulanıyodur hem onun :(

Hasta oldum. Hem de nasıl olduğumu anlayamadan. Dün sabah hafif burun akıntım varken gece nefes alamıyodum. Üstelik öksürmeye kalksam onu da yapamıyodum. Artık sabah namazında dayanamadım babamın Ventolin'den 2 fıs çektim de az buçuk rahatladım.  Doktora da gitmeyecektim ama baktım yataktan çıkamıyorum gece daha fena olucam gittim doktora. Doktor amca sağolsun ilaç yazdı. Benim sadık yarim Ventolin ile gene buluştuk :D



Sabahtan beri salonun ortasından yatağı yorganı kaldırmadan öylece kalakaldım. Babamdan da fırsat bulabilmişken -kendisi bu aralar pc de oyun oynamaya merak saldı da :D - geleyim biraz değişiklik olsun dedim.

Bir yandan da Çalıkuşu müziğini dinliyorum.
Siz de dinleyim buyrun :)



Kitap Alışverişim. "Okuoku.com

Rüyamda sevgili gelinimiz Süm. beni Ankara'ya davet ediyor. Gel ya nolcak 2-3 gün kalır dönersin diyor.
Ben de tamam deyip, Zeyno Mirimo başlıyoruz bavul hazırlığına.O sıra bir ses... "ablaaaaaaaaaaa kitapların geldiiiiiiii" hooopp uyandım :D

Gözümü açtım 1 koli kitap ooohh süperdi :D
Şu yazımda alıp almamaya karar veremiyordum Buyrun buradan :D


Site kendinden de 2 ayraç yollamış. Üzerinde yazanlar da çok güzel :) Ayrca çok da ilgiliydiler. Arayarak onay istediler. Sürekli mail atarak bilgilendirdiler. 3 günde kitapları temin edip 4. gün yolladılar. :) Ayrıca ben kapıda ödeme ile aldım. (Malum kredi kartı yok evde kimsede :D ) Yani sağlam site :D

En kısa zamanda okuyup buraya da yazıcam :D Hadi kaçtım ben :D




İğne Oyası #1 (Karanfilimsi :D )

O kadar yapıyorum bari bundan sonra blogumda da paylaşayım değil mi :D Bu ara makine gibi oldum. Ee kız kardeş evlenecek kolay mı o kadar çeyiz hazırlamak :D Ben dantelden anlamam (Aslında anlarım. Güzel de yaparım ama ooff o çok uzun iş sıkılıyorum :P) ama iğne oyasına bayılırım. Görünce gözüm gönlüm açılır :D Yapmasını da severim. Şimdi son bitirdiğim karanfilimsi örneği gösteriyim efenim sizlere :D
Ama onun öncesinde gerekli olan malzemeleri görün :D


Şöyle ufak bir kutucuk olsun yanınızda ki iğne oyasında çok fazla iplik döküntüsü oluyor. Ortalık batmasın. Toplaması büyük çile çünkü :D Sonracııma benim yaptığım gibi kolunuza bir toka takabilirsiniz iğneleri üstüne takmak için. Önceleri iğneyi eteğime ya da kazağıma takıyodum mola verdiğimde. Sonra ben o iğneyi unutuyodum. Hoooppppp bi ufak çığlık. İğne battı canımı yaktı :D :D O yine iyi ihtimal bir de bunun kaybolması var aklım çıkıyodu bulana kadar :D Hem iş bitice de iplik makarasına takmak ipliği yıpratıyor. Sonuç olarak böyle daha kullanışlı :D Olmazsa olmazlar makas ve çakmak. (Bir şişe de ya da kutu her ne haltsa işte çakmak gazı bulunsun evde çakmak çok çabuk bitiyor çünkü :P) Böyle işte

İğne oyasında en önemli meselelerden birisi de ütüdür. İlk ütünün güzel vurulması gerekir. Bunun için de iyi düzlemek gerekir oyayı.  Bir de biraz oyayı yapıp yaptığınız kısmı hemen ütülerseniz gözünüze daha güzel gelir. Daha bir hevesle yaparsınız benden söylemesi :)



Ve mutlu son...
Bu sona bayılıyorum. Müthiş huzur verici oluyor :D


Yalnızlığa Kadar Yolun Var


Geçenlerde arkadaşımın tavsiyesi üzerine okudum. Kitabın konusundan bahsetmeyeceğim. Onun yerine okurken beni rahatsız eden şeylerden bahsedeceğim.
Kitapta konudan çok kopup kendi fikirlerine çok yer veriyor. Roman tam seyrinde ilerlerken o esnada araya kendi fikirlerini sokup, insana sanki kişisel gelişim kitabı okuyormuş hissi veriyor. 1-2 sayfa hikaye normal konusunda ilerlerken 2-3 sayfa italik yazı ile başlıyor hikayeden kopup farklı şeyler anlatmaya. Sonra hikaye kaldığı yerden devam etmeye başlıyor. Aslında hikayeden bağımsız yazdıkları hikayeden daha güzel ama sanki böyle bu şekilde olmamış gibi. Geçiş yerleri çok keskin geldiğinden benim kafamı karıştırdı okurken. Öyle sanıyorum ki yazarın 2. itabı olduğundan dolayı henüz uslubu ve yazım tekniği tam oturmamış.
Gerçi okuyan kişinin ruh halide ziyadesiyle önemlidir yorum yaparken. Şöyle söyleyeyim bu kitap aslında güzel ama ben yanlış zamanda okudum galiba :D

Arka kapak yazısı;

“Yalnızlığa Kadar Yolun Var”, Servet Saygınoğlu’nun “Bir Kafes, Kuş Aramaya Çıkmış” kitabından sonra kaleme aldığı ikinci kitabıdır.
Yazar, romanında iliklerinize kadar hissedeceğiniz aşkın ardından yaşanan çaresizliği ve yalnızlığın bilgeliğini işliyor.
Okurken hem şaşıracak hem de kendi hayatınızda söylemek isteyip de söyleyemediğiniz birçok düşünceyle karşılaşacaksınız.

Ve kaydını dondurduğun yalnızlığına kaldığın yerden devam edersin...

Yazara gelecek kitaplarında başarılar dilerim :)

Alaa Wardi



Bu vatandaş Arap olup müthiş a capella coverlar yapan birisidir. Kendisini ilk olarak Super Junior - Mr. Simple coverı ile tanıdım.145789818 defa dinledim. Sonra baktım ki daha da güzel coverları var.


Vatandaş her telden çalıyor. Hintçe, ingilizce, arapça, fransızca. Şu iki Hintçe şarkıyı zaten seviyordum daha da sevmeme sebep oldu :D

Jai Ho - Slumdog Millionaire (Cover by Alaa Wardi & Peter Hollens)




Jiya Re - Jab Tak Hai Jaan (Cover by Alaa Wardi)




Daha önce hiç bir Arap'ı seveceğim aklıma gelmemişti :D (Tamam insan ayırmıyorum ama öyle oyuncu şarkıcı tayfasıdan da hoşuma giden olmamıştı o anlamda :D Yoksa gene gereksiz kişilerce "ırkçı" olarak itham edilmek istemiyorum :P )

Bu da sırf Arapça. Pek tatlı olmuş vatadaş burada :D Adam kedi dekorunu da kedisi hazırlıyor yahu :D

Alaa Wardi - Shalamonti Fel7al


Alaa Wardi'nin Youtube kanalı da şurasıdır. Ordan takip edebilirsiniz :)

Ayrıca son şarkısı da şudur. Dinlemenizi tavsiye ederim :D İyi dinlemeler :D

Cheb Khaled - Aicha (Cover by Alaa Wardi)