Kaçacağı Yerde Zıplayacağı Tutanlar Cemiyeti
Bu fotoğrafı geçen hafta çarşamba, haftada bir ders işlediğimiz sınıfın camından çektim. Kar görmek hele ki o kar kristallerinin tane tane süzülüşünü izlemek insana öyle bir huzur veriyor ki o an çok canım sıkkın olsa bile kafamı kaldırıp gökyüzüne bakmam rahatlamama yetiyor.
Kar yağdığındaki o sükûnet müthiş bir his. Bu kadar güzel olmasının yanında insanı çileden çıkaran yönleri de yok değil.
Vakitsizlik Böyle Bir Şeymiş
Bu yazı ile bu görselin ne alakası var derseniz yok efendim hiçbir alakası :D Sadece çok sevdim ♥
Vakit bulamıyorum. Hiçbir şeye vakit bulamıyorum. Ben alışmışım yıllarca evde oturup kitap okumaya, dizi izlemeye olmadı ara sıra elişi yapmaya. Hiç dışarı çıkmazdım. Pek tabii sürekli evde oturmak da iyi değil ama öyle geçti liseden sonra. Şimdi tekrar okullu olunca işler tamamen değişti.
Vakit bulamıyorum. Hiçbir şeye vakit bulamıyorum. Ben alışmışım yıllarca evde oturup kitap okumaya, dizi izlemeye olmadı ara sıra elişi yapmaya. Hiç dışarı çıkmazdım. Pek tabii sürekli evde oturmak da iyi değil ama öyle geçti liseden sonra. Şimdi tekrar okullu olunca işler tamamen değişti.
Bajirao Mastani (2015)
Dikkat! Bu yazıyı aylar önce yazdım fakat yeni paylaşıyorum. Yani o uzun zamandır izlememiştim dediğimden sonra tekrar uzun bir süre geçti 😄
Uzun zamandır Hint filmi izlememiştim. Dizileri saymıyorum.
Ranveer Singh ve Depiika Padukone ikisi de sevdiğim oyunculardır. Priyanka
Chopra yı da severim. Bir anda bu film karşıma çıktı ve oyuncuları da sevdiğim
için oturdum 2 günde izledim. -Çünkü uzun😐-
Film aslında gerçek yaşanmış bir hikayeden alıntı. Başlarken
yaşanmış olduğunu ama duygusal kısımlarının senaryo gereği değiştirildiğinin
uyarısı veriliyor. -En azından ben öyle anladım.-
Babür Şah zamanında geçen filmde kahraman komutan Bajiro ve
onun kadar iyi bir komutan olan Mastani’nin birbirlerine karşı olan derin
aşkını izliyoruz.
Kendinizi Tanıtın
Bugün Bolu'da bir kar yağdı ki sormayın. Hani kar görmeyen memleketten gelmedim ama bir anda bu kadar çok yağıp da tuttuğuna pek şahit olmamıştım.
Ben hep soğuk severim derdim hatta yazın neminden sıcağından nefret ettiğim için beni Norveç'e yollayın derdim. Norveç değil de galiba aşağı mahallesine geldim. Şehir merkezi çok soğuk değil ama kampüs... O ne soğuk öyle. Buz kesiyoruz.
Neyse, hoca bize kendinizi tanıtan bir yazı yazacaksınız dedi. Yani bir otobiyografi yazısı. Ama nasıl yazsam ki bilemedim şimdi.
İnsan kendisini nasıl tanıtır ki? Şurada doğdum, şunları şunları yaptım. Ama ya çok da yazacak bir şeyim yoksa ne olacak? Gerçi bunca yıl yaşamışım illaki yazacak bir şeyler bulurum değil mi?
Sevmiyorum böyle klavyede çıtır çıtır yaz sonra olmadı sil tüm yazdıkların bir anda hiç yazmamışsın gibi yok olsun. Kalem ve kağıdın kıymeti burada. Üzerini çizsen bile izi kalır geri döner tekrar bakarsın. Daha önceden yazdığın yanlış mıydı yoksa üstünü çizmekle mi yanlış yaptın.
Neyse ben gideyim de biraz kalemle defterimi karalayayım.
The Walking Dead 7. Sezon Başladı
Evet 7. sezon başladı. Aylarca bekledik. Hatta 6. sezondan beri Negan'ı bekliyorduk. Şahsen ben Negan yani Jeffrey Dean Morgan'ın gelmesini çok istiyordum. Sen gel o kadar bekle tam sezon başlayacağı zaman desinler ki dur orda kardeş izleyemezsin. Ne diyor bu kız diye sormayın dizinin yayın hakları bir televizyon kanalı tarafından satın alındığından ötürü internette yayınlanan tüm bölümleri kaldırılıyor. Bulduğum site yarım saat sonra diziyi silmiş oluyor. Eğer yanlış bilmiyorsam şifreli bir kanal bu. Evet evet biz çok zenginiz ya zaten size para yağdıracağız. Siz kaldırın dizileri. Yahu ben yurt odasında internete zor giriyorum!
Nostalji Mi O?
Çocukluğumdan beri Nostalji kelimesini her duyduğumda aklıma Muazzez Ersoy gelir. Öyle bir albüm yapmıştı galiba. Nasıl aklımda kalmışsa. Kalmasa iyiymiş aslında.
Bundan yıllar yıllar evvel 2008 sonu, annem ağır bir ameliyat geçirmek üzere, ben Kocaeli Üniversitesi'ndeki kaydımı donduramadığım için okulu bırakmak zorunda kalmışken bir anda kendimi depresyonun içinde buluvermiştim. O zaman bir çıkış noktası olarak kendimi dizi ve filmlere vurmuştum. Kore dizileriyle de o zaman tanışmıştım işte.
Şimdiki kadar çok çevrilmiş dizi de yoktu. İlk izlediğim I'm Sorry I Love You dizisini kaç defa izlediğimi ve ne kadar ağladığımı sayamamıştım.
Bundan yıllar yıllar evvel 2008 sonu, annem ağır bir ameliyat geçirmek üzere, ben Kocaeli Üniversitesi'ndeki kaydımı donduramadığım için okulu bırakmak zorunda kalmışken bir anda kendimi depresyonun içinde buluvermiştim. O zaman bir çıkış noktası olarak kendimi dizi ve filmlere vurmuştum. Kore dizileriyle de o zaman tanışmıştım işte.
Şimdiki kadar çok çevrilmiş dizi de yoktu. İlk izlediğim I'm Sorry I Love You dizisini kaç defa izlediğimi ve ne kadar ağladığımı sayamamıştım.
Şimdi Okullu Oldum
Bu yazıyı daha önce yazmak istiyordum ama bilgisayarım yoktu. Çok şükür artık bilgisayarım var ve özlediğim bloguma inşallah vaktim olduğunca yazacağım.
Blogumu eskiden beri takip edenler bilir. Ara ara serzenişlerde bulunurdum. Üniversiteye gidemedim. O kadar istedim olmadı. Hep bir engel çıktı vesaire. Hatta ben artık ümidimi de kesmiştim. Demiştim ki en büyük hayalim öğretmen olmak ama ben artık vazgeçtim, olmuyor.
Fakat insanın artık olmaz dediği şey Allah nasip ederse çok da güzel oluyormuş. Nasip kısmet meselesi.
Blogumu eskiden beri takip edenler bilir. Ara ara serzenişlerde bulunurdum. Üniversiteye gidemedim. O kadar istedim olmadı. Hep bir engel çıktı vesaire. Hatta ben artık ümidimi de kesmiştim. Demiştim ki en büyük hayalim öğretmen olmak ama ben artık vazgeçtim, olmuyor.
Fakat insanın artık olmaz dediği şey Allah nasip ederse çok da güzel oluyormuş. Nasip kısmet meselesi.
Meral Kır İle Buluştuk!
Geçen yazımda Meral Kır ile buluştuğumuzdan bahsetmiştim ama
öncesinde Seyhan ile görüştüğümüz için ilk onu yazmıştım. Bu yazı bir
öncekinin devamı gibi olacak.
Efendim ben tabii
İstanbul’un yabancısıyım sağ olsun
Seyhan beni Meral abla ile buluşacağımız yere bıraktı.
Elimdeki magnet o günün hatırasıdır. |
Labels:
arkadaş,
aspendos yayınları,
aşkı seçtim,
aşkın kokusunu aldım,
aylardan aşk,
kitap,
meral kır,
muhabbet,
sohbet,
yazar,
yazar buluşması,
yolum aşka düştü
Seyhan İle Buluştuk!
Bir günü iki parçaya ayırarak yazacağım. Çünkü bir günde iki
buluşmaya katıldım ve ikisi de harikaydı benim için çok özel olan bu günü anlatmaya başlıyorum.
Yazar Meral Kır okurları ile buluşma düzenledi. Buluşma Üsküdar'daydı ve Üsküdar bana yaklaşık 1 saat uzaklıkta. İstanbul'da yaşayanlar için 1 saatlik mesafe sorun değil de benim gibi evden neredeyse hiç çıkmayan tek sosyalleştiği yer mutfak ve evin diğer odaları olan biri için uzak bir yer. Ayrıca tek başıma İstanbul'a hiç gitmediğimden bizimkiler de izin vermez diyerek ben gitmeyi hiç düşünmedim bile. Ta ki buluşmanın bir gün öncesi akşam üstüne kadar. Bir anda karar verdim. Annem önce biraz ne işin var falan dedi ama neyse ben evde nasıl gitsem, şöyle mi yapsam, böyle mi yapsam, acaba gitsem mi diye konuşa konuşa annemi de bezdirdim. Hemen Seyhan'a mesaj attım. Malum o da Istanbulda. Buluşma öğlen olacak ve ben erken giderek once onunla buluşacaktım. O da müsaitmiş. Sabah 10 da buluşmak üzere sözleştik. Ben de bir heyecan var ki normalde bir yere gideceğim zaman uyuyamam şimdi biriyle değil bir çok kişi ile buluşacağım için heyecanım ikiye katlandı. Gece 4 e doğru uyudum ve sabah 7 buçukta ayaktaydım. Lakin evden tam çıkacakken kimliğimin olmadığını farkettim ve uzun sure kimliğimi arayınca 10 da İstanbul da olacağıma 11 de oldum. Seyhan tekrar kusura bakma :D
Yazar Meral Kır okurları ile buluşma düzenledi. Buluşma Üsküdar'daydı ve Üsküdar bana yaklaşık 1 saat uzaklıkta. İstanbul'da yaşayanlar için 1 saatlik mesafe sorun değil de benim gibi evden neredeyse hiç çıkmayan tek sosyalleştiği yer mutfak ve evin diğer odaları olan biri için uzak bir yer. Ayrıca tek başıma İstanbul'a hiç gitmediğimden bizimkiler de izin vermez diyerek ben gitmeyi hiç düşünmedim bile. Ta ki buluşmanın bir gün öncesi akşam üstüne kadar. Bir anda karar verdim. Annem önce biraz ne işin var falan dedi ama neyse ben evde nasıl gitsem, şöyle mi yapsam, böyle mi yapsam, acaba gitsem mi diye konuşa konuşa annemi de bezdirdim. Hemen Seyhan'a mesaj attım. Malum o da Istanbulda. Buluşma öğlen olacak ve ben erken giderek once onunla buluşacaktım. O da müsaitmiş. Sabah 10 da buluşmak üzere sözleştik. Ben de bir heyecan var ki normalde bir yere gideceğim zaman uyuyamam şimdi biriyle değil bir çok kişi ile buluşacağım için heyecanım ikiye katlandı. Gece 4 e doğru uyudum ve sabah 7 buçukta ayaktaydım. Lakin evden tam çıkacakken kimliğimin olmadığını farkettim ve uzun sure kimliğimi arayınca 10 da İstanbul da olacağıma 11 de oldum. Seyhan tekrar kusura bakma :D
2016 Yazı Ne Yaptım?
Daha önce de uzun süre blog yazmadığım olmuştu ama arayı bu kadar uzattığım olmuş muydu hatırlamıyorum. Bilgisayarımın artık can çekişiyor olması, benim Ankara'ya gitmiş olmam ve orada bir bilgisayarımın olmaması da yazamamamda etkili oldu tabii. Telefondan yazabilirdim ama blog yazmak bana göre monitörün karşısına kurulup klavyeyi parmaklarımda hissederek rahat rahat yazabilmektir. O yüzden sevmiyorum telefondan uğraşmayı.
Bu süreçte ben ne mi yaptım? Kardeşimin ısrarıyla bu yıl hiç aklımda yokken ygs ye girmiştim ve bana göre iyi bir puan almıştım. Sonra etrafımdakiler madem böyle bir puan aldın o zaman lys ye de gir dediler. Bu saatten sonra benim tekrar bir hayal kırıklığı yaşamaya niyetim yoktu ayrıca üniversite hayalimden de vazgeçmiştim. Neyse efendim lafın kısası ben artık Allahın izniyle edebiyat bölümü öğrencisiyim. Uzun sure blog yazmayınca yazacak şeyler o kadar birikti ki nereden başlayıp lafı nereye çevirsem şaşırıyorum.
Bu süreçte ben ne mi yaptım? Kardeşimin ısrarıyla bu yıl hiç aklımda yokken ygs ye girmiştim ve bana göre iyi bir puan almıştım. Sonra etrafımdakiler madem böyle bir puan aldın o zaman lys ye de gir dediler. Bu saatten sonra benim tekrar bir hayal kırıklığı yaşamaya niyetim yoktu ayrıca üniversite hayalimden de vazgeçmiştim. Neyse efendim lafın kısası ben artık Allahın izniyle edebiyat bölümü öğrencisiyim. Uzun sure blog yazmayınca yazacak şeyler o kadar birikti ki nereden başlayıp lafı nereye çevirsem şaşırıyorum.
8. Kocaeli Kitap Fuarı Ganimetlerim
Aaah ah çok güzel bir fuar geçirdim.
Neler aldım, kimleri gördüm eğer bilmek isterseniz sizi videoma davet ediyorum :)
Bu fotoğrafta gördükleriniz imzaya giden yavrularım :D Tabii bir de gün içerisinde alıp imzalattıklarım da var. E hadi o zaman ben sizi tutmayayım :D
Labels:
Asude,
book,
book tower,
fatma erdek,
ışılca,
imzalı kitap,
kitap,
kitap fuarı,
Kitap OkuYorum,
kocaeli,
koray yersüren,
meral kır,
video,
vlog,
zeliha eren
İğne Oyası Videolu Anlatım #19
Yapacak olan herkese kolay gelsin.
Videoyu beğendiyseniz beğen butonuna basmayı ve kanalıma abone olmayı unutmayın ^^
Unutmayın siz izledikçe ben çekmeye devam edeceğim :)
Yalnız Fotoğraf Çekmek Yasak!
Durun şurada iki içimi döküp sinirimi höyküreceğim.
Bazı mağaza çalışanları ne kadar mal oluyor. Affedersiniz demiyorum çünkü cidden mallar.
Zaten alışverişi seven bir insan değilim beni iyice soğutuyorlar.
Bugün kardeşimle gömlek almak için mahalledeki mağazaları gezdik. Bakın mahalle diyorum 'sosyetik mekanlar' değil.
Batman V Superman (2016)
Man Of Steel izlediğimden beri heyecanla bu filmi bekliyordum. Bana göre Superman'i en iyi oynayan oyuncu Henry Cavill idi ve bu filmi de izlemezsem olmazdı.
Geçen hafta kardeşimle gittik filme. Filmi izlemeden önce internette gördüğüm bazı yorumlarda filmin gereksiz abartıldığını aslında güzel olmadığını okudum. Tabii ben bu yorumlara aldanır mıyım? Elbette hayır. Ortada hem sevdiğim karakterler hem de sevdiğim oyuncular varken hiç tereddütsüz izledim.
Labels:
ABD,
batman,
batman v superman,
ben affleck,
bruce Wayne,
clark kent,
dawn of justice,
fantastik,
film,
henry cavill,
movie,
sinema,
superman,
wonder woman
Bashar Momin 2014 (Pakistan Dizisi)
Malumunuz ben bu ara Hint dizilerine sardım. Ama Hint dizileri de mübarek bir uzun ki... Twitterda kızlarla muhabbet ederken bana Bashar Momin tavsiye ettiler. Ben de 'nasılsa bu kısa dizi fırt diye biter ben önce şu başladığım uzun diziyi bir bitireyim' dedim. O sıralar Rudracıımla pek ilgiliydim. Rang Rasiya bittikten sonra kendimi bir boşlukta hissettim. Kanal 7 de yayınlanacak Benimsin dizisine başladım ama dublajsız izlenecek gibi değildi zira berbat ingilizce konuşuyorlardı.
Bashar Momin'in kapısını çaldım ben de.
İğne Oyası Videolu Anlatım #18
Yapacak olan herkese kolay gelsin.
Videoyu beğendiyseniz beğen butonuna basmayı ve kanalıma abone olmayı unutmayın ^^
Unutmayın siz izledikçe ben çekmeye devam edeceğim :)
Sensiz Olmaz (Rang Rasiya) Seslendirenler
Sensiz Olmaz dizisi Kanal 7'de başladı. Daha önce şurada dizi hakkında bir yazı yazmıştım.
Diziyi yaklaşık 10 günde altyazılı olarak bitirdim. Çok beğendim. Tabii bunu Hint filmi seven biri olarak söylüyorum. Yoksa türü sevmeyen biri aynı şeyleri hissetmeyebilir.
Beni bilenler sesler ile ne kadar ilgili olduğumu bilir. Dizi başlamadan merakım tavan yapmıştı. Acaba hangi oyumcuyu kim seslendirecek?
Sesleri tanıyorum tanımasına ama isim hafızam kötü olduğu için çıkaramıyorum. Duyduğumda sadece başrol oyuncuların seslerini tanıyabildim. Bundan mütevellit dün Kanal 7'ye mail attım. Seslendirmen listesini benimle paylaşabilirler mi diye. Henüz cevap gelmedi. Ama ben sabredemedim tabii.
Şimdilik sadece başrol oyuncularını yazacağım. Olur da cevap gelirse ya da diğer sesleri de tanıyabiirsem ileride bu yazıyı güncelleyeceğim.
Paro'yu yine Bir Garip Aşk'ta olduğu gibi Elif Acehan seslendiriyor. Kendisinin sesi Paro için gayet uyumlu olmuş.
Rudra'yı ise Rıza Karaağaçlı seslendiriyor. Kendisini yıllar evvel radyo programından tanırım. O zamanlar ortaokulun sonu lisenin başları gibiydi. On küsür sene evvel yani :D Rıza Karaağaçlı'nın sesi de Rudra'ya uyumlu olmuş.
Sevgili Sensiz Olmaz sevenler, sesiyle bana Rudra rolünde eşlik eden, sevgili meslektaşım Rıza Karaağaçlı olacak. İyi seyirler diliyoruz:)— Elif Acehan (@ElifAcehan) April 4, 2016
Şimdilik duyduğum sesler karakterler ile uyuşmuş. Beğendim. Bunların dışında merak ettiğim ileri bölümlerde çıkacak olan karakterler var.
Dediğim gibi eğer cevap alırsam ya da tanıdığım ses çıkarsa yazıyı güncellerim.
Söyleyin Hanginizden Korkmayalım!
Artık haber izlemeye, okumaya, duymaya dayanamıyorum.
İnsanlara güvenemiyorum.
Korkuyorum.
Sonumuz nereye varacak?
Bu gidişle helâk olur muyuz?
Her yerde tecavüz, her yerde pislik, her yerde kanı bozukluk!
Okullarda, iş yerlerinde, kurslarda, evlerde, kısacası artık nefes alınan her yerde tecavüz ve taciz var.
Kesinlikle anlamıyorum bu sapıklığı, rezaleti, iğrençliği ama hadi anladık diyelim.
Böyle bir şeyin kabul edilebilmesi mümkün değil ama hadi kabul ettik diyelim.
Yüreğim el vermiyor böyle demeye aklım havsalam almıyor ama hadi elin adamıdır yapar diyelim.
Peki ya öğretmen?
Bize hep ikinci ailemiz gibi gelen, bizi yetiştiren doğruyu bulmamızı sağlayan, yol gösteren öğretmenlerimiz değil miydi?
İlk okulda öğretmenlerimizi annemiz ya da babamız gibi görmez miydik?
Bazen de annemizi dinlemez ama öğretmenimiz söylerse anında onun dediğine uymaz mıydık?
Peki ya ağabey, baba ve amca?
Bir insan bu hayatta en çok kime güvenir?
Aile üyelerine değil mi?
Bir insana kimden zarar gelmez, kim korur kollar, kim kol kanat gerer?
Ağabey, baba ve amca.
Peki bu üçünün bir çocuğa tecavüz etmesi nasıl kabul edilir?
İnsanın en sevdikleri en korktukları haline gelirse nasıl yaşar?
Akşam öğrendim ki yaşadığım yerde biri 3 yaşındaki üvey oğluna tecavüz etmiş. Tanımıyorum ama yolda yürüken belki de yanından geçtim. Yolda yürürken yanımızdan geçenlerin kaçı sapık?
Kaçı hakkımızda iğrenç fikirlere kapılıyor?
Kaç çocuk kendi evinde bile güvende değil?
Allah muhafaza sonumuz nereye varacak? Zaten evden pek çıkmıyorum ama artık dışarıya çıkmaya korkuyorum.
Ne yapalım yani, okulları, iş yerlerini, kursları, evleri yaşanılan her yeri dağıtıp ormana mı kaçalım?
İnsanlar doğurduklarını götürüp ormana bıraksa da kurt kuş sahip çıksa hani şu efsanelerdeki gibi galiba daha güvende oluruz.
Bir de şu yazıyı okur musunuz? Tabii yüreğiniz el verirse.
Allah hepimizi art niyetlilerden, sütü bozuklardan korusun.
(Görsel alıntı)
İğne Oyası Videolu Anlatım #17
Kalp şeklinde iğne oyası.
Yapacak olan herkese kolay gelsin.
Videoyu beğendiyseniz beğen butonuna basmayı ve kanalıma abone olmayı unutmayın ^^
Unutmayın siz izledikçe ben çekmeye devam edeceğim :)
Yapacak olan herkese kolay gelsin.
Videoyu beğendiyseniz beğen butonuna basmayı ve kanalıma abone olmayı unutmayın ^^
Unutmayın siz izledikçe ben çekmeye devam edeceğim :)
İğne Oyası ve Kitap Sosyal Medya Hesaplarım
El atmadığım şey kalmadı şu internet aleminde. Bir sürü sosyal medya hesabı açtım. Kimini kullandım kimini kullanmadım.
Şimdi özellikle iğne oyası ile alakalı olan hesaplarımı tek başlık altında toplamak istedim.
Facebook;
Youtube;
Instagram;
Google+
İlgi alanınıza uygun hangi hesabım varsa hepinizi beklerim :)
Labels:
blogger,
El emeğim,
eskaymak kitap,
facebook,
iğne oyası,
instagram,
kitap,
Kitap OkuYorum,
sosyal medya,
sosyal medya hesapları,
videolarla iğne oyası,
vlog,
vlogger,
youtube
İğne Oyası Videolu Anlatım #16
Bu hoş, hem başörtü hem de mutfak havlusuna uygun iğne oyası modelinin yapılışını videolu olarak anlattım.
Yapacak olan herkese kolay gelsin :)
Eğer beğendiyseniz ve videolarımın devamının gelmesini istiyorsanız kanalıma abone olup videolarımı beğenebilirsiniz.
Unutmayın siz istediğiniz sürece ben çekmeye devam edeceğim :)
Benim Sadık Yârim
Ah ah en sevdiğim, biricik yârim beni terk etti :(
Oysa ben onu ne çok severim. Gerçi alıştım ben, ara ara böyle yamuk yapmasına :(
Hatta korku ile yaşıyorum artık her an patlayacak diye. Korkunun ecele faydası yok orası da ayrı.
Şimdi bu kız ne diyor böyle, yine ne saçmalıyor diyebilirsiniz? Ben olsam derdim.
Biricik sevdiceğim, sıcak su torbam patladı :(
Havalar ısınmaya başladı ama birkaç gün öncesine kadar ben hâlâ yatarken sıcak su torbamı da alıyordum. Yıllardır havalar soğur soğumaz ben battaniye ve sıcak su torbama sarılır havalar ısınınca bırakırım.
Oysa ben onu ne çok severim. Gerçi alıştım ben, ara ara böyle yamuk yapmasına :(
Hatta korku ile yaşıyorum artık her an patlayacak diye. Korkunun ecele faydası yok orası da ayrı.
Şimdi bu kız ne diyor böyle, yine ne saçmalıyor diyebilirsiniz? Ben olsam derdim.
Biricik sevdiceğim, sıcak su torbam patladı :(
Havalar ısınmaya başladı ama birkaç gün öncesine kadar ben hâlâ yatarken sıcak su torbamı da alıyordum. Yıllardır havalar soğur soğumaz ben battaniye ve sıcak su torbama sarılır havalar ısınınca bırakırım.
İğne Oyası Videolu Anlatım #15 (Yeni İp Başlangıcı)
Merhabalar :) İğne oyasına yeni başlayanların en çok merak ettiği şeylerden biri yeni ipe nasıl başlanır.
Biten ip nasıl yok edilir ya da başörtü kenarı nasıl kıvrılır.
Videomda işte bu soruları cevaplandırmaya çalıştım :)
İzleyen ve yapmak isteyen herkese kolay gelsin :)
Videomu beğendiyseniz beğen butonuna basmayı ve kanalıma abone olmayı unutmayın :)
Batman v Superman: Adaletin Şafağı Seslendirme Kadrosu
Önceki yazılarda da seslendirmenlere karşı çok büyük bir ilgimin olduğunu söylemiştim. Geçen gün henüz vizyona girmemiş olan Batman vs Superman filminin seslendirme listesini ararken şöyle bir liste gördüm. Olduğu gibi alıntılıyorum.
Artık Yıl 2016
Tek amacı tarihe bügünün notunu düşme olan bir yazı bu. Yani bir nevi kendime anı biriktiriyorum. Bundan 4 yıl önce benim blogum varmış, inşallah 4 yıl sonraki 29 Şubatta da yine mevcudiyetini devam ettirir.
İğne Oyası Videolu Anlatım #14
Yapımı basit ve hoş duran bu iğne oyası modelinin yapılışını videolu olarak anlattım.
Yapacak olan herkese kolay gelsin :)
Eğer beğendiyseniz ve videolarımın devamının gelmesini istiyorsanız kanalıma abone olup videolarımı beğenebilirsiniz.
Unutmayın siz istediğiniz sürece ben çekmeye devam edeceğim :)
Labels:
El emeğim,
iğne,
iğne oyası,
iğne oyası modelleri,
iğne oyası örnekleri,
iğne oyası tülbent,
iğne oyası yapılışı,
oya,
oya yapılışı,
point lace,
tülbent,
videolu iğne oyası,
yazma
Büyülü Çift - Kate & Leopold (2001)
Ben bu filmi nasıl kaçırmış olabilirim?
En sevdiğim türdür zaman yolculuğu yapılan yapımlar. O yüzden izlemek için çok geç kalmışım.
Meg Ryan filmi daha önce izlediğimi pek hatırlamyorum. O höt höt ağır abla tavırları acaba rol icabı mıydı yoksa herp mi öyle bilemedim ama beni biraz itti. Hugh Jackman'ı da bir kaç defa izlemiştim.
İki oyuncuya karşı iyi kötü bir şey hissetmiyorum :D
Filmde en sevdiğim şey Leopold'un şaşkınlıklarıydı. Zaten bu tarz filmleri en çok bü yüzden seviyorum. O sudan çıkmış balık kıvamındaki halleri beni benden alıyor. Anlayacağınız üzere geçmişten günümüze gelen Leopold oluyor.
Az önce film afişi bakarken şu sahneye denk geldim. Bir an dedim ki ah keşke bizim ev de böyle olsaymış. Yangın merdiveni sayesinde birbirlerinin evlerine camdan giriş yapıyorlar. Sonra sözümü geri aldım. :") Çünkü bizim ev zaten böyle. Tek fark yangın merdiveni değil de balkondan geçiş yapılması. Bu iyi mi kötü mü derseniz, yorum yapmamayı tercih ediyorum :")
Eğer aranızda zamanda yolculuk yapmayı bulan biri olursa seyahatlerine beni de çağırmayı unutmasın :D
Shannara Chronicles (2016-...)
Shannara Chronicles ya da diğer adıyla Shannara Günlükleri aynı adlı fantastik edebiyat türündeki kitap serisinden uyarlama bir dizi.
Son zamanlarda bu tür daha da sevilmeye başlandı. Dünyada artık ne tür kötülükler ve felaketler olmuşsa bu dünya bitmiş yerine yeni bir dünya kurulmuş. Bu yeni dünyada Elfler, insanlar, troller ve daha bir çok garip topluluk bulunuyor.
Herkes kendi halinde yaşarken birgün kutsal ağaç Ellcyrs'in yaprakları yavaş yavaş dökülmeye başlar. Dökülen her yaprakla bir iblis serbest kalır. Elf Krallığı bununla başa çıkabilmek için türlü yollara başvurur. Sonunda üç genç İblislerden dünyayı kurtarmak için kendilerini yollara vururlar.
Başrollerinde Ivana Baquero, Manu Bennett. Austin Robert Butler, Poppy Drayton olan dizinin şuan yayınlanan 9 bölümü var. Gayet akıcı ve heyecanlı ilerliyor. Başroller iyi olmakla beraber ben esas kızı hiç sevmedim. :/ Bana biraz Nina Dobrev'i anımsattığı için de olabilir.
Esas oğlan Will'i daha önce nerede gördüm derken 2-3 bölüm Arrow'da oynadığını hatırladım. Kendisini pek sevdim.
Fantastik yapımları seviyorsanız eğer bence bir şans verin :)
İğne Oyası Videolu Anlatım #13
İğne oyası badem örneği videolu anlatım.
Eğer beğendiyseniz beğen butonuna basmayı ve kanalıma abone olmayı unutmayın ^^
Herkese kolay gelsin ^^
Gelin Evi Mi? Yoksa Titiz Misin?
Uzun zamandır bizim tv de Show tv çekmiyordu. Bazen yayın gece geliyordu zaten ne yapayım o saatten sonra.
Geçenlerde zap yaparken yayının geldiğini gördüm. Gelin Evi diye bir program vardı. Bi kaç defa böyle denk geldim ama tamamen izlemedim.
Sonra dedim ki bi bakayım baştan sonra nasılmış. Gerçi tam da başından yakalayamadım ama bu kadarı bile kâfi geldi.
Geçenlerde zap yaparken yayının geldiğini gördüm. Gelin Evi diye bir program vardı. Bi kaç defa böyle denk geldim ama tamamen izlemedim.
Sonra dedim ki bi bakayım baştan sonra nasılmış. Gerçi tam da başından yakalayamadım ama bu kadarı bile kâfi geldi.
Lucifer (2016) Dizi Tanıtımı
Lucifer, uzun zamandır beklediğim bir diziydi. Daha başlamadan bir sürü tartışmalara sebep olmuştu. Malum böyle karizmatik ve sempatik bir karakter olunca, şeytan insanlara masum gösteriliyor, yayınlanmasın bu dizi diye bir ton kargaşa çıkmıştı.
Kardeşim Benim (2016)
Zeynep'in gitmesine sayılı günler kala birlikte hiçbir şey yapmadığımız için sinemaya gitmek istedik. Biz genelde sinemada fantastik film izleriz. Maalesef bilet fiyatları çok pahalı. :( O yüzden her zaman gidemiyoruz sinemaya. Elimizde iki seçenek vardı. Ya Kardeşim Benim' e ya da Dedemin Fişi'ne gidecektik. İlk seçenek Kardeşim Benim oldu.
Nasılım? #2
Ay ben de bilmiyorum ki nasılım. İyiyimdir herhalde.
Çok fazla kitap okuyorum son birkaç aydır. Tamam tamam siz demeden ben söyleyeyim hemen. Size göre faydasız ama beni rahatlatan, size göre saçma ama benim kafamı dağıtan tarzda kitaplar okuyorum :) Seviyorum. Mutluyum.
Bir ara elişi de yaptım ama sıkılıyorum artık elişiden de. Aklımda hediye olarak yapacaklarım var kime olduğunu da söylemeyeyim de eğer üşenir yapmazsam ayıp olmasın :D
Çok fazla kitap okuyorum son birkaç aydır. Tamam tamam siz demeden ben söyleyeyim hemen. Size göre faydasız ama beni rahatlatan, size göre saçma ama benim kafamı dağıtan tarzda kitaplar okuyorum :) Seviyorum. Mutluyum.
Bir ara elişi de yaptım ama sıkılıyorum artık elişiden de. Aklımda hediye olarak yapacaklarım var kime olduğunu da söylemeyeyim de eğer üşenir yapmazsam ayıp olmasın :D
İğne Oyası Videolu Anlatım #12
Tülbent kenarı veya mutfak havlularında kullanılabilecek oldukça kolay bir örnek.
Deneyecek olanlara kolay gelsin :)
Kanalıma abone olmayı unutmayın :)
Ali'm - Işılca / Kitap Yorumu
Duygu'yu okuyup beğendikten sonra Ali'm de elimde olduğundan hemen okudum. Başta biraz durgun gibiydi. E Ali Duygu'daki karakterlerden biri olduğu için ve Aslı ile Duygu zamanında evlendiği için haliyle bazı kısımlar diğer kitapla bire bir aynıydı. Peki bu durum beni rahatsız etti mi? Hayır. Kitabın tümü bu şekilde ilerleseydi rahatsız ederdi aynı şeyi okuyor gibi hissederdim ama öyle değildi.
Kafes - Josh Malerman / Kitap Yorumu
Bir anda insanlar dışarıdayken garip şeyler görüp delirmeye başlar. Deliren kişiler de hem kendine hem etrafındakilere zarar vermeye başlar. Bunun üzerine kendini korumak isteyenler gözleri bağlı bir şekilde yaşamaya başlarlar. Bu keşmekeşliğin içinde bir kadın ve iki çocuğunun hayatta kalma mücadelesini okuruz.
Kitap başta çok akıcıydı. Elimden bırakamadım. Acaba ne olmuş? Bu olay neden olmuş, çaresi var mı, sonunda ne olacak? Diye diye okudum. Ama kitabın son 100 sayfasında artık o kadar bunaldim ki 'ay yeter artık ne olacaksa olsun' demeye başladım. Kötü mü? Hayır ama Walking Dead gibi neden olmuş nasıl olmuş belli değil, bi çaresi var mı belli değil olaylar olaylar :D Öyle işte.
Kitabın ikincisi de çıkacakmış. Belki okurum.
Mücellâ - Nazan Bekiroğlu / Kitap Yorumu
Dilimin ucunda bir düğüm. Sanki biraz zorlaşan dünyanın bütün dillerini konuşacağım.
Daha önce hiç Nazan Bekiroğlu okumamıştım. Dilinin ağır olduğundan bahsediliyordu. Sonra dedim ki ben Vadideki Zambak okumuş insanım ne kadar ağır olabilir ki?
Neyse biraz da artık daha edebi, kelime hafızamı daha güçlendirecek kitaplar okumak istediğimden alıverdim Mücellâ'yı.
Ama beni bu kadar etkileyeceğini bilseydim almazdım. Kötü değil. Aksine Nazan hanımın kalemini çok sevdim ama konusu itibariyle beni çok fena yaptı. Tabii alışmışım mutlu sonla biten kitaplara böylesine başından sonuna dek her sayfasından mutsuzluk, yalnızlık ve keder akan bir kitap olunca içim buruldu.
Kitapta altı çizilecek çok fazla yer vardı ben de bol bol yapışkan kullandım.
Hele sonlara doğru bir yerde beni öyle fena yaptı ki her cümleyi duraksaya duraksaya okudum. Yok yok bana bu kadar ağlamaklı kitap iyi gelmiyor. Ya da ben artık çok sulu göz oldum da her şeye ağlıyorum.
_______________________
Okuduğum kitaplar için instagram hesabım; @eskaymak.kitap
Duygu - Karakterden Yazara Mektuplar #1
Instagram'da #karakterdenyazaramektuplar adında bir etkinlik vardı. Benim çok hoşuma gitti ve bundan sonra beğendiğim kitap karakterleri için bu etkinliği sürdürmeye karar verdim. Benim için de yazma pratiği olur :)
Bize dediler ki sizi siz yapan yazarınıza bir mektup yazın. Develer işi bana bıraktı. Aldım ben de kalemi elime. Nasıl başlasam, neresinden anlatsam ki. Sen aslında bize bir hayat verdin. Beni korkuların, karanlıkların içinden çekip bu 3 canla karşılaştırdın. Sedatı'mı her gün daha da dipsizleşen kuyudan, Ali'mi hasret kaldığı sevgi yüzünden hayatını dalgaya alarak yaşayıp hep gülen yüzünün ardındaki acılarından, Bekiri'mi sevdasına kavuşamadığı için hapsolduğu sessizliğinden kurtardın. Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı. Biz bir kere bulduk birbirimizi artık kimse koparamaz. Öyle damarlarımızda akanla kanla değil, memleketlerimizle değil, anayla, babayla değil biz yüreklerimizle bağlandık birbirimize. Biz birbirimizin acılarıyla yoğrulduk, sevinçleriyle doğrulduk. Biz Trabzonlu Bekir, Diyarbakırlı Sedat, İstanbullu Ali, İzmirli Duygu. Biz dört arkadaş, dört yoldaş, üç deve bir çirkinken. Şimdi bakıyorum da ne güzel bir aile olduk. Beni Sedati'ma, Ali'mi Aslı sına, Bekiri sevdasına Selma'sına kavuşturdun. Biz sana ne kadar Teşekkür etsek azdır.
_______________________
Okuduğum kitaplar için instagram hesabım; @eskaymak.kitap
Duygu - Işılca / Kitap Yorumu
Evet yine bir ters köşe eden bir kitap. Kardeşim 'abla bu kitap çok güzelmiş alalım nolur' dediğinde 'off merve bana yine çoluk çocuk isi şeyleri mi gosteriyosun' demiştim. Evet dedim ama napıyım aramızda 9 yaş var zaman zaman onun tarzı bana fazla genç işi geliyor. Bir de tamam kapak rengi çok hoş ama pek hoşuma gitmemişti. Oluyor bazen öyle ilk görüşte vurulamıyorum :D Mervenin ısrarı ile alıp bir sure beklettikten sonra eh artık okuyayım dedim. Ama önceki dediklerimi ve düşündüklerimi bir güzel yuttum :D :D
Sodom ve Gomore - Yakup Kadri Karaosmanoğlu / Kitap Yorumu
Allahım nihayet bu kitabı bitirebildim çok mesudum :")
Konusu çok ilginç öyle ki bi yerden sonra tahammül edemedim ama sonunda ne olacağını merak ettiğim için zorla da olsa bitirdim.
Yeni kitaplar daha hoş daha akıcı geliyor ama şöyle de bir şey var ki kelime haznemizi pek geliştirmiyorlar. Bu sebepten ötürü ben de ara ara eskilerden okumaya bakıyorum.
İstanbulun işgal dönemi. Her yerde İngiliz ve Fransız subayları kol geziyor. Sosyete neredeyse Türk olduğunu unutmuş Türklüğünden utanır hale gelmiş. Öyle ki toplantı ve balolarında Türkçe yerine çoğunlukla İngilizce ve Fransızca konuşuyor, Türkçe konuşanlara da alayla bakıyorlar. İşte böyle bir zamanda bu insanların yaşam tarzını nasıl bir hayat sürdüklerini anlatmış yazar. O sosyete denilen topluluk İngiliz işgaline resmen seviniyorlar. Hatta evlerine el konulanlara 'Aman canım harp zamanındayız elbette evlerimize el koyacaklar. Bunda büyütülecek ne var' deme pişkinliğine bile sahipler. O dönem gerçekten de yaşanmış mı? Muhtemelen yaşanmıştır ki yazılmıştır. Fakat ilişkiler o kadar menfaat dolu o kadar iğrenç ki tahayyül edemiyorum. Allah bu memlekete bir daha işgal göstermesin. Rabbim bizi ve bayrağımızı korusun. Amin.
_______________________
Okuduğum kitaplar için instagram hesabım; @eskaymak.kitap
Televizyonda Neler Oluyor, Tüm Gün Nasıl Geçiyor?
Sürekli evde oturan bir insan için televizyon izlemek kaçınılmaz oluyor. Hiç yalan söyleyip 'ay ben dizi film izlemem hele televizyon hiç izlemem aptal kutusu o' diyerek bilmişlik taslamayacağım. İzliyorum tabii ki :D
Her sabah gözümü açar açmaz ATV yi açarım Müge Ablayı izlemek için. Öğlene kadar bir yandan Müge Anlı izleyip bir yandan da ortalık toplarım. İşte zurnanın zırt dediği yer de öğleden sonra başlar.
Akşam saat 7 ye kadar televizyonda izlenecek hiçbir şey yok. Yok arkadaş yani. Bütün kanallarda evlilik programı var. Sinirim oynuyor açtığım her kanalda "Ali sana talipmiş Hayriye, sen ne diyorsun. Ay ben Ali'den elektrik alamadım ablacım şurada bi Veli var sanki ondan alır gibiyim ama öbür taraftan da Durali göz kırpıyor. Ay ben en iyisi hepsiyle bir çay içeyim" Fenalık basıyor bana evlilik programlarından.
Her sabah gözümü açar açmaz ATV yi açarım Müge Ablayı izlemek için. Öğlene kadar bir yandan Müge Anlı izleyip bir yandan da ortalık toplarım. İşte zurnanın zırt dediği yer de öğleden sonra başlar.
Akşam saat 7 ye kadar televizyonda izlenecek hiçbir şey yok. Yok arkadaş yani. Bütün kanallarda evlilik programı var. Sinirim oynuyor açtığım her kanalda "Ali sana talipmiş Hayriye, sen ne diyorsun. Ay ben Ali'den elektrik alamadım ablacım şurada bi Veli var sanki ondan alır gibiyim ama öbür taraftan da Durali göz kırpıyor. Ay ben en iyisi hepsiyle bir çay içeyim" Fenalık basıyor bana evlilik programlarından.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)