Sürekli evde oturan bir insan için televizyon izlemek kaçınılmaz oluyor. Hiç yalan söyleyip 'ay ben dizi film izlemem hele televizyon hiç izlemem aptal kutusu o' diyerek bilmişlik taslamayacağım. İzliyorum tabii ki :D
Her sabah gözümü açar açmaz ATV yi açarım Müge Ablayı izlemek için. Öğlene kadar bir yandan Müge Anlı izleyip bir yandan da ortalık toplarım. İşte zurnanın zırt dediği yer de öğleden sonra başlar.
Akşam saat 7 ye kadar televizyonda izlenecek hiçbir şey yok. Yok arkadaş yani. Bütün kanallarda evlilik programı var. Sinirim oynuyor açtığım her kanalda "Ali sana talipmiş Hayriye, sen ne diyorsun. Ay ben Ali'den elektrik alamadım ablacım şurada bi Veli var sanki ondan alır gibiyim ama öbür taraftan da Durali göz kırpıyor. Ay ben en iyisi hepsiyle bir çay içeyim" Fenalık basıyor bana evlilik programlarından.
Neyse zaten öğleden sonra kitap okumaya başlıyorum. E ama insan bir yerde sıkılıyor. Bu sefer de elime elişi alıyorum ama elişi yaparken de izleyecek bir şey arıyorum. Bir ara şu Hint dizisi var ya 4653215 bölümlük ondan 50-60 bölüm izledim. Baya bir elişi yaptım o sıra. Ama videolar açılmamaya başlayınca bırakıverdim.
Akşam haberlerinden sonra bu sefer dizi faslı başlıyor. Ben alıyorum elime kitabı ya da elişiyi bir yandan izliyorum bir yandan elimdeki ile uğraşıyorum. Zaten dükkana iniyoruz bulaşığa eve gelince ben pert.
Ben bu yazıya neden başladım ya. Ha tamam geldim o konuya da.
Big Brother Türkiye diye bir yarışma başladı bilmem bilir misiniz. Başlarda bir zamanların BBG si gibi sandım sonra içinde yarışmalar olduğunu görünce acaba Survivor'ın ev hali mi dedim ama bu bildiğin hafiften kim kime aşık kim kime yanaşıyor programına döndü.
Normalde yarışma programlarından sıkılıyorum :/ Kardeşlerim evvelki sene Survivor'ı bir heyecanla izlerken ben sıkıntıdan uyukluyordum. Bu programı da geceleri tv de hiçbir şey yok, sıkıntıdan izliyorum.
Kızın biri zora geldikçe bayılıyor, biri kendinden ufak çocuğa ilanı aşk edip reddedilince tafralara giriyor, biri zaten evdeki adamlardan biri elendi diye bir tarafını yırtıyor. Kıza koştur koştur ventolin veriyorlar.
:Her seferinde Allahım bu ne saçma bir program diyorum ama merak da ediyorum.
Aa bi tane çocuk var çok güzel yumurta kırıyor. :D Ay onu sevdim Emrah'tı galiba adı. Güzel çocuk, efendi çocuk :D
Bir seferinde de bunların sabah kalkış zamanını gösteriyorlar. Hatunlar daha yataklarını toplamadan hepsi banyo gibi bir yere girip başlıyorlar makyaj yapmaya. Allahım ama o ne makyaj yahu? İnsan sanır ki düğün var da oraya yetişecekler. Sür babam sür kırk kat yetmez bi kat daha sür.
Şaşkınlıkla izleyip yine ne saçma bi program dedim.
Ben de kendime hayret ediyorum. Ne saçma diyorum ama merak da ediyorum :D
Biz izledikçe bunlar türüyor. Bunlar türedikçe biz izliyoruz. Kısır döngüye giriyoruz.
Malesef bu konuda bende öyleyim içimden ne kadar saçma desende izledikçe beni tesiri altına alıp izlettiriyor. Mütemadiyen okul bahanesiyle uzaklaşihorum. Yoksa izlerim ayrı ayrı yorum yaparım. :) ;)
YanıtlaSil"Sürekli evde oturan bir insan" kısmı kulağa çok hoş geliyor. Erkek olarak ben bunu yapabilirim.Hiç sıkılmam.Çalışmak olmasaymış ne güzel olurmuş. :D
YanıtlaSilNe diyelim emekliliğe inşallah :D
Silben de çalışma hayatından sıkılıyorum bazen ev hanımı olmak ne güzel ya diyorum, sonra bir ara hadta olup bir kaç gün evde kalınca yahu deli misin akşama kadar naparsın tek başına evde diyorum :) ve gerçekten tvde izleyecek hiç birşey yok!
YanıtlaSilHep çalışanlar böyle diyor ama yok alışan insan evde oturamaz :D
Sil