Meral Kır İle Buluştuk!

Geçen yazımda Meral Kır ile buluştuğumuzdan bahsetmiştim ama öncesinde Seyhan ile görüştüğümüz için ilk onu yazmıştım. Bu yazı bir öncekinin devamı gibi olacak.

Elimdeki magnet o günün hatırasıdır.
Efendim ben tabii İstanbul’un yabancısıyım sağ olsun Seyhan beni Meral abla ile buluşacağımız yere bıraktı.



Tamam karşımdaki kişi muhabbet ederse ben de devam eder konuşurum ama kimseyi de tanımıyorum. Hatta bir ara acaba gitmesem mi diye düşündüğümü de itiraf edeyim. :D -İyi ki gitmişim Hem Meral abla hem ben çok mutlu olduk- Sonra dedim ki aman Meral Ablayı tanıyorum ya diğerleriyle de tanışırız elbet :D Nitekim öyle de oldu. Endişelerim yersizmiş çünkü Meral ablanın ne kadar cana yakın biri olduğunu fuardan dolayı biliyordum ama diğer kızlar da öyleydi.

2 - 3 kişiyi internetten tanıyordum onun haricinde diğer kızları tanımıyordum ama şimdi tekrar buluşsak keşke diyorum :D

Bir sürü kızla birlikte bol bol kitap sohbeti yapmak o kadar güzelmiş ki anlatamam. Bol dedikodulu, bol kitaplı, bol tanışmalı bir gün oldu.

Bu arada Aylardan Aşk'ın Aspendos Yayınları'ndan yeni baskısı çıkacakmış yakında. Hem de düzenlenmiş hali. Şimdi efendim almazsak ayıp olur. Her ne kadar Yağız'ın saçları uzun olsa da :D Neyse keser bir ara saçlarını da :D Düzenlenmiş halini çok merak ediyorum :D Bak heyecan yaptım :D


Bazen bazı kelimeleri, cümleleri herkesten duyabilirsiniz ama vakti zamanı gelir ve o cümle sizin durup düşünmenizi sağlar.

Benim durup düşünmemi sağlayan şey de o gün Meral ablanın söyledikleriydi.
Dedi ki;
Bana para pul lazım değil. İnsanın parasının olup olmaması önemli değil. Ben insan biriktiriyorum. Çok zor zamanlar geçirdiğimde yanımda olan insanlar var. Bugün buraya geldiler beni yalnız bırakmadılar. Benim için en büyük zenginlik budur.


İşte ben de günlerdir düşünüyorum. Ben hep kendimi herkesten uzak tuttum. Eskiden çok daha çekingendim. Kimseyle iki kelime konuşamazdım. Şimdi öyle değilim daha rahatım ama yine çoğu zaman uzak duruyorum. Çok samimi olduğum kişilere bile çoğu zaman mesaj atamam ya da arayıp konuşamam. Zaten telefonda konuşmayı da sevmem. Bazen dur şuna bir mesaj atayım diyesim gelir sonra anlamsız bir şekilde çekinirim ve atamam. En sevmediğim huyum da teselli etmeyi bilemem. Şöyle ki üzücü bir olay olduğunda eğer o kişiyle konuşursam sanki o kişiyi daha çok üzecek, canını sıkacak, bunaltacak gibi hissederim.


Bu bir güzel anı yazısı olacaktı fakat yine dayanamadım benim milyon tane cins huyumdan birine dalış yaptım. Blogumu okuyan da diyecek bu kız ne cins. :D Valla ne yalan söyleyeyim kişi kendini bilmeli hafiften cinsim işte :D


Doyamadım sohbete akşam ezanı okunurken ayrıldım yanlarından. Ebru, Buse, Aleyna, Rabia, Sena, Hatice, Nur, Simge, Serpil, Zeyep ve adını buraya yazamadıklarım -ilk etapta çok kalabalıktı isimleri unuttum şuan :(- sayamıyorum ama kızlar hepinizi çok sevdim. Asiye sen de olsaydın keşke :D  Allah nasip ederse tekrar buluşmayı çok isterim :) Hem bu sefer herkesle tanıştığım için daha eğlenceli olur :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder