Ebru, Banu ve ben (tabii ki bizim küçük versiyonlarımız Esra Nur, Berna ve Zeynep) birlikte bahçede bağıra çağıra şarkılar söylerdik. -Şeyda sen niye yoktun???- Her birimiz bir şarkıcı olurduk. Dans ederdik. Çok güzeldi çocukluğumuz. Oynayabileceğimiz yer vardı. tuğla parçalarından ekmek, ince dallardan çubuk makarna, yapraklardan para, çakıl taşlarından yumurta daha neler neler vardı da unuttum şimdi :D
İç harcı hazırlayıp (katıca çamur) ağaçtan topladığım üzüm yapraklarını sarardım. Açılmasınlar diye de tam ortasından çubuk saplardım :D Al sana zeytin yağlı çamur sarması :D
Sonra yine çamur yapar ilk katı normal çamur, ikinci katın içine kireç katardık rengi beyaz olurdu, üçüncü katı da yine yapar üstüne de kiremit tozu serper, en üstünü de çiçeklerle süsler, yaş pasta yapardık :D
Yani biz oyunlarımızı da oyuncaklarımızı da kendimiz yapardık :) Şimdiki gibi değildi. Şimdiki çocuklar herşeyi biliyorlar, aileler çocuklar ne isterse alıyor. Dolayısıyla çocuk doyumsuz oluyor.
Çocukken herşey daha iyiydi. Çok şükür büyük dertlerim yok ama çok bunalıyorum, çok daralıyorum.
Eski şarkılar da çok güzellerdi. Şu youtube listesindeki şarkıları dinleyiniz efendim :)
Bizim Zeynep hep Demet'in Kınalı bebek şarkısını söylerdi :D Annem hâlâ onu taklit eder kınılı bibik diye :D
Ama ben en en en çok da Ali Güven'i severdim. Acaba hâlâ o kadar yakışıklı mı? :D Adamın gözleri çok hoşuma giderdi :D
Madem öyle bu yazımı da Ali Güven'le bitireyim :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder