Saçmalama Mimi :D

Bu ara hiç yazı yazasım yok :( Yazamıyorum yani aklıma geliyor ama yok ı ıh klavyemden dökülmüyor kelimeler :( Kitap da okuyamıyorum doyasıya. Hava o kadar sıcak ki ya klimanın ya vantilatörün dibine gidip nefes almaya çabalıyorum . Haliyle enerjim tükeniyor oturduğum yerde.

Böyle bir yazı yazamama anımda Finding Me blogunun sahibesi adaşım bana mim paslamış. Çok bekletmeden yazayım istedim.


1 ) Odanızda veya evinizde orada olduğunu unuttuğunuz bir nesne bulun. Bu nesne ile bir anınız var mı?


Gecenin bir vakti şuan odaları gezemiyorum aklıma da gelmedi bir şey ama kendime bir mektup yazmıştım bir kaç sene önce o geldi aklıma şuan. Zaman zaman unutuyorum. Hala da açıp okumadım. Belki bir kaç sene sonra :D

2 ) Aklınıza gelen soğuk bir espriyi yazın . Eğer aklınıza gelmiyorsa 2-3 kelime saçmalayın

Hazır olun. Yazıyorum. ayy çok iğrenç ama :/
Geçenlerde bir taksi çevirdim hala dönüyor.
Ay tamam görmezden gelin bunu /

3 ) Yine aklınıza gelen biri ya da nesnenin adı ile akrostiş yazın ama yazdığınız akrostiş az ya da çok o şey veya kişi ile ilgili olsun .


Buz gibidir
Ardından gelir dağların
Raflarda bekler sonra
Doldurur içine
Akar damla damla
Kana kana yudumlarsın

Ben kim şiir yazmak kim bu sıcakta da su ve bardaktan başka bir şeye şiir yazacak değildim ya :D

4 ) Seni kim mimlediyse şimdi onun blogunu -sitesini- açıyorsun ve onun bu soruya verdiği cevaptan ilginç bir kelime seçiyorsun . Ve döngünün devam etmesi için yine ilginç uzun ve saçma bir cümle kuruyorsun . Lütfen ben bir kuş gördüm .Yada bizim evde oyuncak ayı var gibi cümleler olmasın olabildiğince uzun ve saçma cümleler olsun . Hadi saçmalama potansiyeliniz görelim :D

Gencin üflediği karahindibanın tohumlarından biri de yoldan geçen ufak çocuğun saçlarının arasına takılmıştı. Karahindiba o kadar rüzgara dayandığı halde nasıl olurdu da bir insanın nefesine dayanamazdı. Yerlerde üzerine basılacağına küçük çocuğun saçlarının arasında olmaktan mutluydu tohum. Hem belki çocuk evine gittiğinde annesine o gün neler yaptığını anlatırdı ve çocuğun maceralarını dinlerdi. Belki çocuk eliyle saçını silkelemezdi de tohumu gördüğü zaman onu dikkatlice alıp kitaplığındaki bir kitabın önüne, cam bir bardağın içine yerleştirirdi. Sonra ona küçük arkadaşım deyip, kimseye anlatmadığı sırlarını anlatırdı. Tohum heyecanlıydı, umudunu kaybetmemişti. Ta ki çocuk ellerini bir hışımla saçlarına götürüp hızla saçlarını silkeleyene kadar. Tohum yine toprağa düştü. Bir arkadaş edinme hayali yıkılmıştı ama düştüğü topraktan yüzlerce olarak çıkacaktı.


Ayy ne saçmaladın ama dediğinizi duyar gibiyim :/ Olsun ben severim böyle anında hikayeler uydurmayı :D

Şimdi bu mimi CembeK' e yolluyorum.